AKADEMİK VE DUYGUSAL ZEKANIN BAŞARI İLE İLİŞKİSİ

AKADEMİK ZEKA (IQ) YERİNE DUYGUSAL ZEKA (EQ) SİZİ DAHA BAŞARILI YAPABİLİR

Günlük yaşamdaki yaşantılarımız sonucunda birçok duygu ve düşünceye sahip olabiliriz. Bu duygu ve düşünceler kimi zaman olumlu olurken kimi zaman ise olumsuz olmaktadır. Ancak en temelde olması gereken kişinin bu duygu ve düşünceleri bedeninden sağlıklı bir şekilde boşaltmasıdır. Örneğin mutlu olduğunuz bir anı düşünün. Yüksek ihtimal gülüyor olacaksınız. Mutluluk gibi olumlu bir duyguyu bedeninizden gülerek boşaltmış olacaksınız. Üzgün olduğunuz zaman ise ağlayacak ve bu üzüntüsünü göz yaşlarınız ile bedeninizden atacaksınız. Duygularınızı sağlıklı bir şekilde bedeninizden atamadığınız zaman ise gerilmeye başlayacaksınız. Çünkü bedeniniz olumlu da olsa olumsuz da olsa biriken enerjiyi taşıyamamaya başlayacak. Duygular kimi zaman ise karşımızdaki kişiye karşı kendimizi ifade ettiğimiz bir yoldur. Bazen aşık oluruz ve bunu en derinlere kadar hissederiz. Bu duygunun hep içimizde kalması için bir mücadele içine gireriz. Tüm bunlardan anlıyoruz ki duygular hayatımızda birçok işleve sahiptir ve önemli bir konuma sahiptir.

Hayatımızdaki başarıların doğuştan sahip olduğumuz zekamız ile gerçekleştiğini düşünürüz. Bu yüzden bazı çocukların IQ seviyeleri ölçmek için test yapılır. IQ seviyemiz yani akademik zekamız ne kadar yüksek ise o kadar başarılı ve mutlu olacağımız sonucuna ulaşırız. Ancak durum sandığımızdan çok daha farklıdır. Başarılı olmamızda akademik zekamızın dışında etkili olan bir diğer faktör de duygusal zekamızdır. Duygusal zeka en basit tanımı ile kendini harekete geçirebilme, aksiliklere rağmen yoluna devam edebilme, dürtüleri kontrol ederek doyumu erteleyebilme, ruh halini düzenleyebilme, sıkıntıların düşünmeyi engellemesine izin vermeme, kendini başkalarının yerine koyabilme ve umut besleyebilmedir.  Yani duygusal zekası yüksek bireyler yaşadığı duyguları anlayabilir, yönetebilir, kendisini bu doğrultuda harekete geçirebilir ve başkalarının duygularını anlayabilir.  Duygusal zeka her yaş düzeyinde geliştirilebilir ve her insanda bulunur. Önemli olan bu zekayı ortaya çıkartabilmektir.

Çevrenizde çok iyi üniversitelerden mezun olan ancak iletişim kuramayan birçok insan tanıyabilirsiniz. Bu kişiler ile bir araya geldiğinizde iki kelimeden fazla konuşamazsınız. Akademik zeka düzeyi bir kişi nasıl olurda iki kelimeyi bir araya getiremez diyebilirsiniz. Ancak yapılan araştırmalar gösteriyor ki günümüzde kişinin akademik zekası ne kadar artarsa insan ilişkileri ve mutluluk düzeyi o kadar azalıyor. Toplumun kendisine yüklediği sorumluluk ile birey mekanikleşiyor ve ruhundaki duyguları dinleyemiyor.  Bunun tam tersi olarak duygusal zekası gelişmiş bireyler akademik olarak daha çok başarıya ulaşıyor. Sahip oldukları konumda karşısındaki birey ile empati kurabiliyor.  Hayatında var olduğu konumda olumsuz yaşantılara sahip olduğu zaman bu krizleri yönetebiliyor ve kendilerine yönelik olumsuz algılara karşı çıkabiliyor. Örneğin akademik zekası yüksek bir birey iş yerinde başarısız olduğu zaman kendisi ile ilgili ‘’başaramadım, ben bu hatayı nasıl yaparım’’ gibi olumsuz duygu ve düşünceler oluştururken duygusal zekası yüksek bir birey aksiliklere rağmen yoluna devam edebilir. Çabalayarak bu hatamı düzeltebilirim diyebilir.

Sonuç olarak söyleyebiliriz ki günümüzde bizi başarıya ulaştıran faktörün akademik zekamız olduğunu düşünsek de duygusal zekamın çok daha önemli bir konuma sahiptir. Hayatınızda her zaman sizi iyi veya kötü hissettirecek birçok duygu ve düşünceyi bedeninize ve ruhunuza edinirsiniz. Bu duygu ve düşünceleri yönetemediğiniz zaman sahip olduğunuz tüm bilgiler de hasar görecektir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu